Turumuz, İstanbul'daki SolmsparkBrentano Park'a sorunsuz bir şekilde bitişik olan ve aynı zamanda Nidda Nehri tarafından geçilen. Burada küçük bir duvar ve banklarla çevrili bir kale maketiyle karşılaşıyoruz. Bir bilgi panosunda bunun 1944 yılına kadar var olan ve birkaç yıl önce duvarları ortaya çıkarılan Rödelheim Kalesi'nin bir modeli olduğu belirtiliyor.

Yoğun bir şekilde büyümüş Nidda boyunca nihayet Mühlgraben'i geçiyoruz. Derenin Nidda'ya döküldüğü bu pitoresk nokta, ziyaretçileri kıyılarda oyalanmaya veya Nidda'nın manzarasının tadını çıkarmaya çekmektedir. "Mavi yaya köprüsü"Rödelheim'ın kuzey ve güney yakalarını birbirine bağlayan ve birçok festivale ilham kaynağı olan bir köprü.

Şimdi dondurma molası zamanı! Mavi Yaya Köprüsü üzerinden yeşil kıyıdan ayrılıyor ve asıl şehir merkezine doğru ilerliyoruz. Tren istasyonunun yakınında, kendimize cömert bir porsiyon muzlu dondurma ısmarladığımız "Eis Café Gelateria "yı buluyoruz. Küçük ama mükemmel seçenekleri ve güler yüzlü hizmetiyle dondurma salonu mükemmel bir deneyim sunuyor.

Frankfurt'a geri dönmeden önce, hem içi hem de dışı bir anıt olan neo-Gotik St Anthony Kilisesi'ni ziyaret ediyor ve Rödelheim'ın geleneksel yarı ahşap evlerinden bazılarına hayran kalıyoruz.